{ "title": "Alkalen Reflü Gastrit", "image": "https://www.gastrit.gen.tr/images/alkalen-reflu-gastrit-7153.jpg", "date": "20.01.2024 18:50:41", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "
Alkalen reflü gastrit, karaciğer hücrelerinde kolesterol yardımıyla oluşturulan safra, kanallardan onikiparmak bağırsağına ulaşınca safra tuzlarına dönüşür. Bu sayede besinlerde bulunan yağların sindiriminde etkili olur. Alkalen yapıda olan safra tuzlarının PH değeri 7 ve üzeridir. Bu alkalen maddeler asit maddeler gibi sindirim sisteminde mukozada hasara neden olurlar. Özellikle yemek borusu ve mide safraya karşı duyarlıdır. Uzun süre temas halinde olurlarsa oluşan hasar alkalen reflü gastriti olarak tanımlanır.

Alkalen reflü gastriti nasıl meydana gelir?

Mide suyunda az miktarda bulunan safra mukoza üzerinde zararlı bir etkiye neden olmaz. Normal olarak safra tuzlarının mide suyunda olan konsantrasyonu 0,05 ile 0,5 mM/L arasında değişmekte ve toksik olmayan düzeydedir. Alkalen reflü gastriti olduğunda, mide suyunda olan safra tuzu seviyesi 30 mM/L değerinden yüksek olur. Yemek borusu mukozasında sitotoksik seviyeler daha düşük olmaktır. Bu değer 5 mM/L ve üzeridir. Aynı zamanda toksik olmayan dozda safra tuzları yemek borusu epitelinde birikip toksik konsantrasyon oluşturabilir. Mideye ulaşan safra tuzları mukozanın üzerine direkt toksik etki yapmalarının yanında, mide asidinin olumsuz etkilerini arttırır. Onikiparmak bağırsağının mideye kaçan içeriğinde bulunan safra tuzları yanında yüksek orandaki pankreas enzimleri mukozada olan hasarı şiddetlendirir. Aşırı miktarda safra tuzu bulunan midede mide asiditesi azalmakta ve alkalen reflü gastriti olan kişilerin midesinde bakteri üremesi daha kolay olmaktadır. Bu hastalara antibiyotik tedavisi uygulanması faydalı olur.

Alkalen reflü gastritinin belirtileri nedir?

Bu rahatsızlığın belirtileri diğer mideyle ilgili rahatsızlıklardan farklı değildir. Karın üst bölgesinde huzursuzluk hissi, şişkinlik olması, ağrı, bulantı, geğirti, kusma ve kilo kaybı belirgin yakınmalar arasındadır. Hastaların bir kısmında reflü benzeri şikâyetler daha belirgindir. Bunlar genellikle yemek sonrasında artış gösterir. Nadiren hastalarda kanama etkisi gösterebilir.

Alkalen reflü gastriti nasıl teşhis edilebilir?

Bu rahatsızlığın tanısı endoskopistler tarafından sıkça yapılmaktadır. Ancak hastaların çoğunluğunda gerçek olarak alkalen reflü gastriti olmaz. Rahatsızlığa tanı koymak için, midede bir miktar safra olması yeterli değildir. Bu nedenle konulan teşhis hatalı olmakta, hastalara gereksiz tedaviler uygulanmaktadır.

Hastalara endoskopi yapılması tam olarak teşhis konulmasına yeterli gelmediğinden, yemek borusu ve midede olan safra reflüsünü ve şiddetini belirlemek için farklı yöntemler geliştirilmiştir. Bunların arasında en fazla kullanılanı mideye ya da yemek borusuna yerleştirilen özel bir kataterle safra tuzları ve safranın içinde bulunan bilirubin ölçülmesidir. Başka bir yöntemde radyoaktif izotop yoludur. Burada damardan verilen radyoaktif maddenin karaciğerde safrayla bağırsaklara atılması ve mideye geçmesi sintigrafik olarak izlenmektedir. Bu tür yöntemler ancak bazı araştırma merkezlerinde uygulanmaktadır.

Alkalen reflü gastriti teşhisinde önemli olan bulgular

Daha önce geçirilen cerrahi girişimler: Midede aşırı safra reflüsünü neden olan gastrektomi gibi cerrahi girişimler ve bağırsağa aşırı safra akışına sebep olan cerrahi girişimlerin olması.

İnce bağırsakta pasajı güçleştiren patolojiler: Safranın ince bağırsağa boşaldığı onikiparmak bağırsağının alt taraflarında oluşacak tıkayıcı patolojiler safranın mideye kaçmasına neden olur. Bu şekilde hastada safralı kusmalar olur.

Mide ve onikiparmak bağırsağı arasında olan koordinasyonun ve aktivitenin bozulması: Hastaların cerrahi girişim geçirmemiş olması halinde alkalen reflü gastritinin oluşmasında bu mekanizma sorumlu olabilir.

Endoskopik bulgular: Yapılan endoskopik inceleme sonucunda polipler, mukozada kabalaşma gibi etkiler görülebilir. Mide mukozasındaki ödemli görünümün yanında, onikiparmak bağırsağının mideden sonraki ilk kısmının normal olması alkalen reflü gastriti destekler.

Alkalen reflü gastriti tedavisi nasıl yapılır?

Hastaların tedavisinde farklı yaklaşımlar tercih edilebilir. Bu yöntemlerin bir arada uygulanmasıyla daha başarılı sonuçlar alınabilir. Buna hastanın yapılan kontrolünden sonra doktor karar verecektir. Uygulanan tedavilerde diyet, tıbbi tedavi ve cerrahi tedavi tercih edilebilir. Diyette hastaların yağlı gıdaları kısıtlaması belirtileri hafifletir. Bunun yanında alkol kullanmamak, baharatlı ve asitli gıdaları beslenme listesinden çıkarmak gerekir. Ayrıca çay ve kahvede sınırlanmalıdır. Aspirin tarzı ilaçlarda kullanılmamalıdır. Tıbbi tedavide verilen ilaçlar mide ve bağırsaklarda safra tuzlarını bağlar ve alkalen reflü gastritini iyileştirmeye yardımcı olur. Cerrahi girişimle gelişen rahatsızlıklarda hastalar için düzeltme ameliyatları uygulanabilir. Bu operasyonlarda safranın mideye geçişine engel olunur.
" } ] }